13 Temmuz 2013 Cumartesi

Tahlil ve Tespitler

15-18 yaşındaki Türkçülüğe merak salmış genç arkadaşlar o dönemlerde "antropolojik ırkçılık" fikrinden zaman içerisinde keskin bir Atsızcılığa geçmekte. Sonrasında Galip Erdem,Erol Güngör,Ahmet Kabaklı okuyan arkadaşlar ise daha bir sakin ve düşman üretmeden etrafındakileri nasıl ortak düşmana saldırtabilirim derdine giriyor. Bu zaman diliminde yani farklı yazar okuma sürecinde ise Türkçü arkadaşların kimisi Türk İslam ülkücüsü kimisi Galiyevci kimisi Enverci oluyor. Fakat bu süreci iyi değerlendiren arkadaşlar ise mutlak manada fikir ve aksiyon adamı olma yoluna giriyor. Okuduğu her yazarın her fikrine iman edercesine inanmıyor ve kendi çözümlerini üretiyor. Yaşı 21'ı geçenler ise bir üniversite eğitimine başladığında ise Türkçülüğün ekonomik alt yapısının olmadığını görüyor ve buna kafa yoruyor. Üniversitede öğretim görevlileri ile paneller düzenliyor konferanslara katılıyor ve okuduğu kitaplarda artış yükseliyor. Nihayetinde üniversitede Türkçü olmanın zorluğunu bilen arkadaşlar öğretim görevlisi olmak için yüksek lisans yapıyor. Ve 15 yaşındaki fikri hayatına sadece gülüyor.

Günümüzde Türkçü olduğu tezini öne süren gençlik ile 3 Mayıs günü zulme karşı baş kaldırıp Atsız Beğ'i ve 23 Türkçüyü yalnız bırakmamak adına Turan denildiğinde sağına soluna bakmadan ben varım diyen Türkçü ağabeyler ile aramızda dağlar kadar fark var. Bugün liseden dahi zor mezun olan tahsil hayatında başarılı olamayan ne kadar birey varsa üzerine Turan haritalı yahut bozkurt basılı kısa kollu giymekle bu işi başaracağını düşünüyor. Evet bugün militan kadrolara ihtiyaç vardır ama canlı bombalara değil ! Militan olmak demek temel bir askeri eğitim almaktan geçiyor. Bu ise askeri okulları kazanabilmekten. Unutmayalım Atsız Beğ bir Edebiyat Öğretmeni ve Başbuğ bir Asker idi..
Türklüğün eli silah tutan inanmış cenk neferlerine ihtiyacı olduğu kadar eli kalem tutan gönül erlerine de ihtiyacı var. Hatta kalemin gücünü kullanabilmek nedir diye soranlara tarihten sadece Lozan Antlaşmasını örnek vermek sanıyorum yeterlidir. Zira cenk meydanında eli silah tutan yiğitlerin başarısını eli kalem tutan kahramanların yokluğu ile zaferimiz eksik kalmıştır. Günümüzde ise Türk kimliğine sadakatlı ve Turan ülküsüne aşk ile bağlı fazla değil 5 tane gönül eri olsa fena mı olurdu ? Bugün Birleşmiş Milletler,Nato gibi uluslararası çetelerde Türk'ü temsil edecek bizi savunacak bürokratlarımız nerede ?
Türk'ün bedeninden kan değil kaleminden mürekkep akmalıdır ! Artık ne Çanakkalede kaybedecek yeni bir nesil olmamalı yahut Almanyaya gönderecek ırgat nesil yahut türlü hayaller peşinde gençliğini harcayan nesillere tahammülümüz olmamalıdır izin vermemeliyiz. Oturup düşünmeli kafa yormalı ve çözüm düşünmeliyiz.
Şayet gerçekten akması gereken kan varsa şayet uyuşturucu satan coni silah satan yahudi kanı akmalıdır..


0 yorum:

Yorum Gönder

Acun'da huzur için ne gereklidir ?