14 Nisan 2013 Pazar

YA BİZDENSİN, YA ONLARDAN!


21.yy'da ihanetin,cinayetin,kan ve gözyaşı kaosunda bir düzensizlik anarşizminde türlü izm'lerin tutsağında yeşeren gençlik fidanları sevgi,hoşgörü temellerindeki Osmanlı Devleti'nin kuruluş felsefesini dahi idrak edemiyor. Nasıl etsin ?Gündelik yaşamımızda bu tür kaotik eylemler o kadar fazla hale gelmiş durumdaki gençlik bu olayları kanıksamış durumda,kayıtsız ve şartsız eyyamperest bir mantıkta nihai olarak globalizm denilen bir izm tuzağında düşmekten kendini alamıyor.
Ruhların çırpınışları madde ve mana düzleminde kurban ediliyor bu tür izm'lere ve bu kurban İsmail'ce bile değil aksine hunharca hatta yeni düzenin putları olan adına kimi zaman makam kimi zaman şöhret dediğimiz bu çağın lat,menat ve uzzaları adına kesiliyor evet gençlik yokluğun eşiğinde kimse buna dur demiyor,diyemiyor demek istemiyor...
Demiyor ise bunun adı cinayet,diyemiyor ise takvasız bir inayet,demek istemiyor ise bilfiil cehennem nar'ının türlü prizmalardan yansıması dahilinde bir ihanettir !!
Biz kavramının yerine enaniyet şuurunun kapitalistce tefekkürüne binbir şeytani damıtmasından sonra ene çizgisinden enaniyetin çukurunda kalmış olması ise ayrı bir hicran vesilesidir... Biz kimiz,biz neyiz.. Biz,biz,biz...
Biz kavramında sözde birlik olduğunu düşünen ''bizizm'' yaygaracısı olan İmansız İslamcılar kendi bizlik davası olan Türklüğünde vazgeçmesi ne kadar ihanetin güneşinde yanmaya,tamunun alevinde yok olmaya esirdir. Gelelim biz olgusunun içerisine türlü isimler ile oportünist zihniyet çöplüklerinden çıkardıkları şu yedi kollu şamdanları ile Türk Dünyasının aydınlanacağına inanan tarihen ve gelecek açısından tekerli sandalyede gezdirdikleri beyinlerinin içinde söz Türkçülük sahiplerinin bizizm ülküsü... Evet görünen odur ki biz kavramına o yoldan bu yoldan yaklaşmak ve şahsi fikriyatlar aramak ve bu yolda telef olmak yerine atalar mirası töre ile Allah davasının tek yürekte tek damardan akan kan misali can veren Türk bedenlerimizde tek çözümdür görünen : İBDA !
Şimdi herkesin aklının bir köşesinde kalmıştır,kaldırımlar isimli şiir ve sakaryanın basamak basamak yükselip Türk İstiklalinin nazmın zirvesindeki anlatım şekli.. Evet bu olgu sanılmasın ki sadece münhasır bir Necip Fazıl doktriner çözüm anaforudur.
Bir taraf olabilme,bir ülkü sahibi olabilmenin günümüzde halen ileri hamlelerine devam ettiği için tarihen günümüze göre bir eksiklik ile günümüze tamamlayıcı bir sistematik ölçü nizamı.
Biz kimiz sorusuna verilebilecek en güzel cevaptır, Biz Türk'üz .. ! Peki Türk nedir,
Türk kimdir sorusuna bizim cevabımız nedir ?
- Şimdi gözlerimizi bi anlık kapatalım ve düşünelim,düşünce zeminimiz hak,adalet,töre olsun..
Ve bu düşünce mekanizmasının zihnimizde uyandırdığı tüm güzelliklerine adına Türk derim..
Türk budur !
Evet çağımızın biz kavramına getirdiği sosyolojik,psikolojik,siyaseten ve hatta antropolojik biz tanımları yetersizdir...
Biz dediğimiz zaman aklımıza, bir zulm görüldüğü takdirde bu zulme uğrayan mazlum için medet denildiği zaman hiç sağına,soluna,arkasına ve önüne ve hatta şahsi çıkar ve geleceğine bakmadan ileri atılarak -''Ben varım'' diyebilmektir şamil bir bizlik duygusu.. Evet ben anaforunun tüm karanlığına rağman çare için bizliğe bin adım atabilecek güç ve donanımda bir gençliğin topyekün dimağlarına bu biz duygusu verilmelidir..
Peki onlar kim ?
Bunu hala soruyor musun genç arkadaş ?
Hala bir fikri heyezan içinde debelenirsin,hala mı...
O halde Orhun Kitabelerinde yazdığı gibi ''Titre ve kendine gel''...
Tıpkı Nebiler sultanı Hz.Muhammed'in ilk vahyin nedamet ışıltısındaki vahiy penceresinden esen ilk rüzgarın İkra olması ve bunun bir Peygamberi dahi titrettiği gibi sen sarsıl,sen ruhi zelzelerin arasından sağ çıkıp İkra şuurunda kendine gel...
Evet cephelerde kazanılan savaşlar yerini psikolojik cihan savaşlarına bıraktığı şu devirde biz dışında kalan tüm cephelere karşı topyekün bir savaş çağrısıdır,İbda şuuru...
Türklerin bizatihi doğu istiklalinin yegane hamisi oluşunun  bir tezahürü neticesin İslam coğrafyasınında tek ümididir..
O halde Türklüğe sarıl,İslam ile yoğrul...

0 yorum:

Yorum Gönder

Acun'da huzur için ne gereklidir ?