15 Ağustos 2013 Perşembe

Mülkiyet ve Beşeriyet

Mülkiyet fikri beşeriyetin en önemli fıtri hasletidir.Bir konuda sahibiyet ve nihai manada bir eşitlik perspektifinde bir adalet hakkı bir zihni süreç olmakla birlikte mücadele işidir.Mülkiyet,bireyin saadetinin ve geleceğinin teminatı noktasında gerek dünyevi gerekse ahiretin şemaili bakımından önemli bir unsurdur.Mülk sahibi olmak ise sebepler dairesinde mülkiyetin öz varlığının hususiyetlerinin tümü ile sahibiyeti manasına gelmemektedir.Mülkiyet kavramının fani ile baki arasındaki düzlemde bir orada bir burada med-cezir yaşamasının ise insani bir hususiyet taşıdığını ışıklar saçan bir hürriyet güneşinin nüvelerinin zerresidir. Evet düşünelim ki dönümlerce meyve bahçesi olan bir en insani ömürde meyve bahçesinin mülkiyet hükmü şahsen azami 90 sene miras olarak ise yine bir 90 senelik hükmündedir.Peki bu işin Hakk nizamındaki hak mizanının hükmü nedir ?En basit olarak bir meyve bahçesine dahi hüküm noktasında bir etkisi ancak ve ancak mülkiyetin kendisinden sonra bir başkasına devri ile bu mülkün sadece kullanım hakkının devrini sağlayabilen bir insan niçin mal,mülk ve bunlar gibi sadece cismani hırslarını ruhi mekanizmasının çökmesine kurban etmektedir ? Niçin… Mülkiyet bireyin mi toplumun mu yoksa bir başka üçüncü unsurun mu olduğu yüzyıllardır tartışma konusu olmaktadır.Peki sahiden mülk kimindir mülkiyet kimindir ?Bu tartışmaların ne yazık ki fikri mülkiyet sahibi yine bizzat insanoğlunun ta kendisidir evet mülk için insanın fikri mülkiyetine gerçekten malik olabildiğini düşünmek Habil ve Kabil’in kavgasından günümüzdeki tüm kaos,terör ve gündemin mülkiyetini elinde her daim tutan zalim düzenin kanlı tezgahlarını görmemek olur…Evet Mülkiyet kimindir sorusuna Marksist düşünürler bunun cevabını Devlet olarak görmüşlerdir tıpkı Aryenist bir şovenizm olan Naziler gibi fakat Liberalist fikir adamları kimi zaman toplum kimi zaman halk diyerek bu işin aslında hep bir farazi Malik’e ait olduğunu öne sürerek mülkiyetin keyfiyetini sürmekten başka hiçbir şey yapmamış olan geçmişte kini zaman Karun kimi zaman Firavun kini zaman ise Hitler gibi beşeri maskeler kullanan zalim ve gaddar şeytan mülkiyetçileridir. Düşünelim… Düşünelim… Ve düşünürken dahi ne düşünür isek tam manası ile büyük bir şuur ve idrak terazisinde tam bir denge ile şu düşüncemiz gayrısinda tek bir fikrimiz var mıdır ? Eğer öyleyse bizler yani topyekun beseriyet bir zihni mülkiyet esasında dahi tam bir emniyet dahilinde bu işi başaramıyor isek ne demektir ki dünya arazilerinde hak kainat kaynaklarında benim unsuriyeti arıyor ve devamında sırf bunun için niçin mücadele ediyoruz ? Emperyalizm ve kapitalizm mülkiyet hakkının sömürüsü neticesinde bir zulm terazisi kurmuş kimseye ne hak veriyor ne hukuk tanıyor ! Evet insanoğlunun en temel sahiplik temelindeki yaşama hakkının mülkiyetini dahi ucuz menfaati uğruna hiç göz kırpmadan harcıyor… Peki ey Müslüman ! Sen Mülk Allah’ındır, Mülkiyet yine O’nun çünkü o yaratılmış ve yaratılacak olan tüm Halık ve Mahluk olanların Malik’idir.. Niçin unuttun ? Basit fani menfi çıkarlar uğruna kendi can ve ruh mülkiyetin dahi niçin satarsın ? Evet evet zamanımızın tüm kainatın tüm mülkiyetini üzerinde yıldızlı olan tapuları ile bize vermiş olsalar ne çıkar ?Evet evet günümüzün tüm ziynet eşyalarının hükmünün neticesini iki dudağımızın hareketi belirlese ne çıkar ?Biz dünya mülkünün mülkiyet sevdasında kavga verirken peki ahiret mülküne ne ilave ediyoruz ?Fakat asla ve asla şu yanlış ve zihni çarpık bir sufi inanış olan “bir lokma ekmek bir hırka” kavramında karşısında bir mefkure sahibi olan İslam’ın Yüce Peygamberi’nin “hiç ölmeyecek gibi dünyaya yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışın” düsturunu bilmez misin? Ve yine Vatan mülkünün yegane sahibinin bu mülkte Allah rızası için Allah’ın sevdiklerine hizmet ile mamur olacağını…Mülk ne bizim ne sizin ne onların,Mülk Ebedi ve Ezeli Malik-ül Mülk’ün yani Allah’ın !Titre ve kendi İslam mülkünün çatlayan duvarları arasından sızan İslam düşmanı neşriyat ve türlü sevkiyata engel ol ! Ve unutma tüm bunlar Allah’ın zaferler ile müjdeler verdiği mensubu olmakla gurur duyduğumuz Türk Milletine bahşedilen TURAN mülkünün yeniden Milli idrak İslami şuur ile bina edilmesi ile mümkün bir mefkure azminde gerçekleşecektir.Yeniden kainat mülkünün tüm karanlık ve zebil dört köşesinde Türk ve İslam nuru sükut ile haykırışa geçecektir.Sen yeter ki imana inan,nur ile kut dolar yine siman..!!Yegane mülk sahibinin rahmeti ve bereketi üzerinize olsun inşallah.Ayıp ve hatalar bizden,Zafer Allah’tandır küsur etti isek evelallah affola.

0 yorum:

Yorum Gönder

Acun'da huzur için ne gereklidir ?